Yaygın Gelişimsel Bozukluklar

Yaygın gelişimsel bozukluk, karşılıklı toplumsal etkileşimde, imgesel işlevlerde, sözel ve sözel olmayan iletişim becerilerinde, gelişim ve nitelikte bozulma ile belirir.

Bu bozuklukların en iyi bilineni otistik bozukluk olup; sosyalleşme, dil, iletişim ve diğer birçok etkinlik ve ilgi alanını etkileyebilen, bir bozukluk olarak tanımlanabilir.

Klinik belirtilerin şiddetinin, bireyden bireye değişiklik göstermesi nedeniyle otistik yelpaze içinde en hafiften, en ağıra kadar değişik şiddette otistik davranış özellikleri görülebilir.

1980 öncesinde Amerikan Psikiyatri Birliğinin sınıflandırmasında yaygın gelişimsel bozukluklar çocukluk şizofrenisinin bir alt tipi olarak sınıflandırılmaktaydı. Amerikan Psikiyatri Birliği, 1994 yılında yaygın gelişimsel bozuklukları 5 bozukluktan oluşan bir grup olarak sınıflandırmıştır.

Yaygın gelişimsel bozukluklar DSM IV te aşağıdaki gibi geçmektedir;

Okumaya devam et...

Otistik Bozukluk; Bakınız Otizm

Rett Bozukluğu; Yalnızca kızlarda ortaya çıkar ve tipik özellikleri içerir. Örneğin, başının büyümesinde yavaşlama, el hareketlerinin azalması ve garip el hareketleri

Çocukluğun Tümleşik Olmayan (Dezintegratif) Bozukluğu; Temel özelliği, 2 yıllık belirgin normal bir gelişim döneminin ardından, bir çok işlevsellik alanında belirgin gerilemenin olmasıdır. Bu durum Heler Sendromu, bebeklik demansı ya da Dezintegratif Psikoz olarak da adlandırılmaktadır.

Asperger Sendromu; Duygularını idare ve ifade etmede zorluk, empati eksikliği ve toplumsal ipuçlarını anlamada zorluk çekerler. Bu çocuklar; ciddi, derin düşünceli, bencil, aşırı içe dönük ve zamanından önce olgunlaşmış görüntüye sahiptirler.

Başka Türlü Adlandırılamayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk ( Atipik Otizmi de kapsar) Karşılıklı toplumsal etkileşimde ağır ve yaygın bir gelişimsel bozukluk olmasının yanı sıra sözel ve sözel olmayan iletişim becerilerinin gelişmesinde bir bozukluk olmasına ya da basmakalıp davranış, ilgiler ve etkinlikler bulunması.

Hem otistik bozuklukta, hem de Asperger bozukluğunda, toplumsal etkileşimde nitel bozulma, davranış, ilgi ve etkinliklerde sınırlı, basmakalıp ve yineleyici örüntüler söz konusudur. Ancak, DSM-IV ve ICD-10’ a göre Asperger bozukluğu ile otizm arasındaki en önemli fark Asperger bozukluğunda, dil ve bilişsel gelişmede gecikmenin olmamasıdır. Asperger bozukluğunda gecikmiş motor yetiler, motor beceriksizlik, garip duruş ve esnek olmayan yürüyüş ve görsel motor koordinasyon bozuklukları varken, otistik bozuklukta bu gibi motor gelişimdeki gecikmeler pek tanımlanmaz ve motor işlevler göreceli olarak daha iyidir. Genellikle Asperger bozukluğunda yüksek fonksiyonlu otizme göre, sözel zeka bölümünün yüksek, performans zeka bölümünün düşük olduğu ileri sürülmektedir. Asperger bozukluğu olan kişiler kendi içlerinde değerlendirildiklerinde, sözel zeka bölümleri, performans zeka bölümlerinden daha yüksektir. Bu durum yüksek fonksiyonlu otistik bozuklukta tam tersinedir.

Okumaya devam et...

Dil becerileri:

Dil becerilerine değinmeden önce terimler üzerinde durmak yerinde olacaktır. Bunlardan fonoloji (phonology), ilgili lisanda konuşulurken çıkarılan seslere ait kodlamayı içerir. Sentaks (syntax, grammer), kelimeler üzerinde yapılan işaretleri ve kelime eklerini (çoğul, geçmiş, cins) ve iyi oluşturulmuş, gramatik olarak doğru, müphem olmayan cümlelerin oluşumunu sağlayacak şekilde söz dizimini içerir. Semantik (semantics), kişinin kelime hazinesinde (lexicon) bulunan sözcüklerin anlamını ve cümle düzeyinde sözel mesajların bir anlam taşımasını ifade eder. Pragmatik (pragmatic), kişinin karşısındaki anlamlı mesajlar verebilmesi için konuştuğu lisanda uyması gereken kuralları kapsar. Dilin iletişimsel olarak kullanılmasıdır (Rapin 1998).

Şu durumlarda, dil gelişiminden endişe edilmelidir (Rapin 1998):

On sekiz aylık iken, onun altında anlamlı kelimenin olması
İki yaşına geldiği halde kısa cümleleri (phrase) kuramama
Üç yaşına geldiği halde cümle kuramama
İki yaşından büyük çocukların konuşmasının anne ve babası tarafından anlaşılamaması
Dilin iletişim amacı ile kullanılmaması
Yetersiz idrak etme (poor comprehesion)

Asperger Sendromu ve Yüksek Fonksiyonlu Otizmin Tanısal Ayırımı

Otistik bozukluk ile Asperger sendromunu ayırıcı tanı yönünden ele alan yazın gözden geçirildi. Toplumsal etkileşimde nitel bozulma; davranış, ilgi ve etkinliklerde sınırlı, basmakalıp ve yineleyici örüntüler her iki bozukluğun da belirtisidir. DSM-IV ve ICD-10’a göre Asperger sendromu ile otizm arasındaki en önemli fark, Asperger sendromunda klinik olarak önemli dil veya bilişsel gelişmede gecikmenin olmamasıdır. Bazı yazarlar Asperger sendromunda motor işlevlerin belirgin olarak daha geç kazanılmasının, beceriksizliğin ve özel ilgilerin ayırıcı tanıda yardımcı olabileceğini vurgulamaktadır. Asperger sendromu ve yüksek fonksiyonlu otizmin farklı iki kavram olup olmadıkları açık değildir. Bu bozuklukların arasındaki farklılıkları ve birlikte olan özellikleri sistematik bir biçimde değerlendiren çok az çalışma vardır. Yazında Asperger sendromu ve yüksek fonksiyonlu otistik bozukluğun ayırıcı tanısının yapılmasında güçlük çekildiği bildirilmektedir. Bu nedenle daha güvenilir tanı ölçütlerine ihtiyaç vardır .

Her iki hastalıkta da, toplumsal etkileşimde nitel bozulma, davranış ilgi ve etkinliklerde sınırlı, basmakalıp ve yineleyici örüntüler söz konusudur. Ancak, DSM-IV ve ICD-10’ a göre Asperger sendromu ile otizm arasındaki en önemli fark, Asperger sendromunda, dil veya bilişsel gelişmede gecikme olmamasıdır (DSM-IV ve ICD-10). Kugler’ e göre, Asperger sendromu sadece dil ve bilişsel bozulması olmayan otizm olarak tanımlanırsa, başlangıçta dil gecikmesi olan daha sonra dilin iyi kazanıldığı olgular (Asperger’ in kendisinin de tanımladığı gibi) göz ardı edilir; bilişsel gelişme ya da uyumsal davranış üzerinde çok fazla durulmuş olunur ya da motor gecikme, beceriksizlik, ve/veya tüm özel ilgiler yetersiz vurgulanmış olunur. Bunlar Asperger sendromunda belirgin özellikler ise de DSM-IV ve ICD-10’ da tanıda temel olarak alınmamışlardır. DSM-IV’ te çocukluk çağı otizmi tanısı konuluyorsa Asperger sendromu tanısı konulamayacağı belirtilse de, bu önemli ayırım ICD-10 ölçütlerinde daha az açıktı.

Gelişimsel Özelliklerine Göre Asperger ve Otizm Arasındaki Farklar

Dil Gelişimi;

Asperger dilin edinilmesinde başlangıçta gecikme olan olgular olsa bile, akıcı konuşmalarının olduğunu ileri sürmektedir. Gillberg tanımladığı çocukların hepsinde iyi ya da çok iyi ekspresif dil becerilerinin olduğunu ve beş yaşlarına geldiklerinde hemen normal seviyede konuşmalarının olduğunu bildirmektedir. Bununla birlikte idrak etme ve dilin kullanımı ile ilgili problemlere dikkat çekilmektedir. Bu güçlükler, iletişimin sözel olmayan bölümünü de kapsar ve bazı farklılıklar ileri sürülmüşse de otizmi olan çocuklara çok benzer. Asperger sendromu olan çocukların otizmi olan çocuklardan daha iyi ekspresif dil becerileri olup olmadığını değerlendirme çalışmaları çelişkili sonuçlar vermiştir. Genel olarak yüksek fonksiyonlu otizmde dil ve iletişim sorunlarındaki sapma daha fazladır. Bunlardan bazıları: yaşamın erken dönemlerinde bıgıldama, ekolali, zamirleri ters kullanma, tekrar edici konuşma; daha sonraki dönemlerde ise artikülâsyonda, kelime ve ses çıkarmadaki eksikliklerdir.
Belirgin olarak artmış gereksiz söz kullanma, uzun konuşmalar ya da ardı arkası kesilmez monologlar yapma Asperger sendromunu yüksek fonksiyonlu otizmden ayırt ettirici özellik olduğu ileri sürülmektedir.

Bilişsel işlevler:

Asperger sendromunda normalin altında zeka bölümü bildirilmiş ve ileri sürülmüşse de, DSM-IV ve ICD-10’ da kabul edilen yaşa uygun bilişsel işlevsellik ve bilişsel gelişimde önemli gecikmenin olmadığıdır. Çocukluk çağı otizminde, genel zeka düzeyi ile ilgili özgül ölçüt yok olduğu için bu bozukluğun tanısı tüm fonksiyon düzeylerinde konulabilmektedir. Bu sistemin içinde değerlendirildiğinde, yüksek fonksiyonlu otizm (zeka bölümü>70, ya da >80, ya da >85) ile Asperger sendromunun aynı bozukluk olmadığı ima edilmektedir.

Asperger sendromunda tanımlanan diğer erken gelişimler harfler ya da numaralardan büyülenmedir. Gerçekten küçük çocuk hiç anlamasa da kelimeleri çözebilir (‘’Hyperlexia’’).

Motor Beceriler;

Otizm de hareket bozuklukları bildirilmiş olsa da, genellikle bildirilen klasik Kanner otizminde motor fonksiyonlar göreceli olarak güçlüdür. Asperger sendromu olan çocuklar ise beceriksizdirler. Yüksek fonksiyonlu otizmi olan kişilerin el hızı ve becerisinin Asperger sendromu olan kişilerden daha iyi olduğunu ileri sürmektedir.
Ayırt edici gelişimsel örüntüden bakılınca, otistik çocukların konuşmadan önce yürüdükleri, Asperger sendromu olan çocukların ise yürümeden önce konuştukları ileri sürülmektedi.

Sosyal etkileşimde nitel bozulma:

DSM-IV’ göre Asperger sendromu ve otizmin sosyal ölçütleri aynı ise de, Asperger sendromunda genellikle daha az belirti vardır. Erken öyküleri değerlendirildiğinde, yüksek fonksiyonlu otistik çocukların, annelerine, diğer yetişkin ve yaş grubundaki çocuklara duyarlı olmadığı, başka kişilerden hoşlanmadığı ileri sürülmektedir. Asperger sendromlu çocuklar sıklıkla, erken bebeklik döneminden beri ‘’sevgilerini gösterebilen’’ ve ilgilerini paylaşan çocuklar olarak bildirilmektedir.

Davranış, ilgi ve etkinliklerde sınırlı, basmakalıp yineleyici örüntü:

DSM-IV’ te bu alandaki tanı ölçütleri aynıdır. Listedeki belirtilerin en az bir tanesinin varlığı gereklidir. Asperger sendromunda bu belirtilerden en sık olarak gözleneni sınırlı ilgi örüntüsü ile sürekli uğraşıp durmadır. Tersine otizmde bu alandaki diğer belirtiler belirgindir.

Asperger sendromunda yüksek fonksiyonlu otizme göre anormal meşguliyetler (olağan dışı nesnelerin dışında) ve ilgilerin daha sık olduğu bildirilmektedir. Bu meşguliyetleri diğer insanlara aktarma da özellikle Asperger sendromu olan çocukların özelliğidir. Asperger, izole becerilerin “hipertrofik gelişimini” iyi tanımlamıştır.

Otistik bozuklukta gelişimsel bozukluklar genellikle yaşamın ilk yılı içerisinde başlarken çocukluğun dezintegratif bozukluğunda en azından iki yıllık normal bir gelişimden sonra belirgin bir gelişimsel gerileme gözlenir. Otizmde motor beceriler göreceli olarak iyi iken çocukluğun dezintegratif bozukluğunda daha önce edinilmiş motor becerilerin bozulması DSM-IV tanı ölçütleri arasındadır. Benzer şekilde çocukluğun dezintegratif bozukluğunda daha önce edinilmiş barsak ve mesane kontrolünün yitirilmesi söz konusudur. Otizmin tanı ölçütleri arasında bu ölçüt bulunmamaktadır. Genellikle söylenen, belirtilerin klasik otizmden daha az ciddi ve daha az yaygın olduğudur. Çocukluğun dezintegratif bozukluğunda karşılaşma ve göz teması kurma gibi bazı otistik olmayan kişilik özellikleri devam edebilir. Uygunsuz ve yabancılara yönelik de olsa sevginin gösterilmesi bazen devam edebilir. Bakım veren önemli kişileri tanıyabilir, anne ve babalarını gülerek ya da kucaklayarak karşılayabilir.

Rett bozukluğunda doğumdan sonraki ilk 5 ay boyunca psikomotor gelişme görünüşte normaldir. Doğumda kafa çevresi normal olmasına karşın 5 ile 48 nci aylarda başın büyümesi yavaşlar. Daha önce edinilmiş olan amaca yönelik el becerilerinin 5 ile 30 uncu aylarda yitirilmesinin ardından el burma ya da el yıkama gibi basma kalıp el hareketleri başlar. İlk 2-3 yılda sosyal gelişme ve oyun gelişimi durur, fakat ilgiler sürer. Her olguda ağır zeka özürü kalır. Erken çocukluk çağında sıklıkla epileptik nöbetler oluşur. Rett bozukluğu hemen sadece kızlarda görülür. Kilo alamama ve gelişme geriliği, hiperventilasyon ve intermittant apne gibi solunum sorunları da Rett sendromu tanısını düşündürmelidir.

Aşağıda ayırıcı tanıda yardımcı olabilecek, Rett bozukluğunda görülebilen ancak diğer yaygın gelişimsel bozukluklarda seyrekçe görülen özellikler çıkarılmıştır:

  • Daha önceki ince ve kaba motor hünerlerin kaybı
  • Nesnelerin elle kullanımında beceriksiz ve ilgisiz olma
  • El yıkama tarzında hareketlerin ya da benzer stereotipilerin olması (diğer yaygın gelişimsel bozukluklarda görüleni -göz hizasında kanat şeklinde ritmik olarak elleri sallama gibi- kompleks stereotipilerin tersine)
  • Edinsel mikrosefali, kilo alamama, ve gelişme geriliği
  • Hiperventilasyon ve intermittant apne gibi solunum sorunları
  • Erken çocukluk döneminde başlayan nöbetler
Right Menu Icon0 (553) 238 00 39