S.S.S.

Artı Hakkında

  1. Telefonla alınan randevunun ardından kurumumuzda çocuğun eğitimsel ve gelişimsel değerlendirme ve tanılaması yapılmakta ihtiyaçları konusunda aile bilgilendirilmektedir.
  2. Devlet güvencesiyle kayıt olan ailelerin ödemelerinin MEB tarafından karşılanabilmesi için çocuğun Devlet ya da üniversite hastanesinden alınmış Sağlık Kurulu Raporu ve Rehberlik Araştırma Merkezinden Alınmış RAM raporunun olması gerekmektedir.Bu raporlara sahip aileler 1 adet ön kayıt dilekçesi ve hazır formattaki taahütname formunu doldurup raporlarının aslıyla kurumumuza kayıt yaptırabilirler.
  3. Henüz bu raporları çıkartmamış aileler için nasıl bir yol izleyeceklerine yönelik kurumumuzda rehberlik ve bilgilendirme yapılmaktadır.
  4. Rapor kapsamına girmeyen özel eğitsel ve terapi programlarımıza tabi olmak isteyen aileler yapılan değerlendirmenin ardından ön kayıt dilekçesiyle kurumumuza kayıt yaptırabilirler.

Özel Eğitim

Kaynaştırma eğitimi , özel eğitim gerektiren bireylerin, yetersizliği olmayan akranları ile birlikte eğitim ve öğretimlerini resmi ve özel; okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim ve yaygın eğitim kurumlarında sürdürmeleri esasına dayanan, destek eğitim hizmetlerinin sağlandığı özel eğitim uygulamalarını ifade ediyor. (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği Madde 23 ve 24)

Bu maddelerde ifade edildiği gibi kaynaştırma eğitimi zihin, işitme, görme, ortopedik, dil ve konuşma güçlüğü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite, özel öğrenme güçlüğü, otistik ve duygusal güçlük ve sosyal uyum güçlüğü gibi alanlarda özel eğitim gerektiren çocuklarımızın akranlarıyla birlikte eğitim almalarını hedefliyor. Bu çocuklarımızın özellikleri, öğrenme yeterlilikleri ve öğrenme hızları dikkate alınarak, düzenlemeler yapılması, destek eğitim programları uygulanması esasına dayanan bu eğitim modelinde esas olan bireyselleştirilmiş eğitim programlarıdır. Çocuklarımızın bireysel gelişim özellikleri ve öğrenme yeterlilikleri dikkate alınarak, iletişim becerileri ile akademik ve sosyal becerilerin geliştirilmesi üzerinde yoğunlaşmış gelişimsel eğitim uygulanması bu eğitim programının temelini oluşturmaktadır.

Bu noktadan hareketle akranlarıyla birlikte eğitim almakta var olan özrü nedeniyle zorlanan çocuklarımız rehberlik ve araştırma merkezlerinde incelenerek performanslarına dayalı bir çalışma sonucunda kaynaştırma programına yönlendirilmektedirler. İl Özel Eğitim Hizmetleri Kurul Kararı ile kaynaştırma eğitimine yerleştirilen öğrenciler okulunda oluşturulan Bireyselleştirilmiş Eğitim programları Geliştirme Birimince değerlendirilir.

Bu birim; kurum müdürü veya görevlendireceği müdür yardımcısının başkanlığında, gezerek özel eğitim görevi verilen öğretmen, aile, özel eğitim gerektiren öğrenci, rehber öğretmen-psikolojik danışman, eğitim programları hazırlamakla görevlendirilen öğretmen, özel eğitim gerektiren öğrencinin sınıf öğretmeni veya hazırlanan programın içeriğine uygun branş öğretmeni, gerektiğinde izleme tanılama ve değerlendirme ekibinden görevli bir kişiden oluşur. Bu birimin temel üyesi olan siz veliler çocuğunuz için hedeflenen uzun ve kısa dönemli eğitim amaçlarını belirlemede bu birimin en büyük yardımcısı olacaksınız.

Çocuğunuzu ve yapabileceklerini en iyi şekilde gözlemleyen sizlersiniz. Kaynaştırma eğitimiyle çocuğunuzun akademik gelişiminin yanı sıra sosyal ve duygusal gelişimini de göz önünde bulundurularak sınıf ve okul ortamında yapılacak çalışmaların yanında ev ortamında da desteğinizle eğitimden en iyiyi almasına yardımcı olabileceksiniz.

Eğer çocuğunuz henüz okul öncesi dönemde (0-6 Yaş) ise öncelikle bu tür bir eğitime ihtiyacı olup olmadığının tespiti için bir hastanenin “çocuk psikiyatri” bölümlerinde tıbbi tanılama sürecine girmesi gerekiyor. Burada özel eğitime ihtiyacı olduğu tespit edildiğinde size özel eğitim desteği alabilmesi yönünde bir rapor hazırlanacak. Daha sonra çocuğunuz okula gidiyorsa okulun bağlı bulunduğu rehberlik ve araştırma merkezine, okula gitmiyorsa evinizin bulunduğu ilçenin rehberlik ve araştırma merkezine başvurmanız ve randevu talep etmeniz gerekmektedir. Randevu günü çocuğunuzun sağlık kurulu raporu, en az 2 resim, okula gidiyorsa öğrenci belgesi, gitmiyorsa ikametgah belgesi ve nufus cüzdanı ile birlikte rehberlik ve araştırma merkezlerine gitmeniz gerekiyor.

Çocuğunuzun eğitimsel değerlendirmesini yapan rehberlik ve araştırma merkezi görüş ve önerilerini Özel Eğitim Değerlendirme Kuruluna bildiriyor. Kurul çocuğunuzun özel eğitime ihtiyacı olduğu yönünde bir karar alırsa tarafınıza verilen raporla istediğiniz yerden çocuğunuza özel eğitim desteği alabiliyorsunuz. Sosyal güvencenize bakılmaksızın devlet çocuğunuzun özel eğitimi ile ilgili giderlerini karşılıyor.

Bunun dışında çocuğunuz okul döneminde ( 7 yaş ve daha büyükse) ise size en yakın ilköğretim okuluna kaydını yaptırarak eğitime başlatmanız yararlı olacaktır.

Eğitim süreci içerisinde özel eğitim desteği gerekliliğini düşündüğünüzde ise okulunuz rehberlik servisi ile iletişime geçmeniz ve yönlendirmelerini uygulamanız uygun olacaktır.

Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin 18.maddesi gereği bu karara itiraz etme hakkınız var. Bu maddede yer alan açıklamalar şöyle:
Veli, eğitsel değerlendirme ve tanılama ile yerleştirme kararlarının her birine birer defa olmak üzere, kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 gün içinde itiraz edebilir. Buna göre kurul uygun gördüğü takdirde yeni bir değerlendirme süreci başlatabilir ve bir ay içerisinde aileyi bilgilendirir.

Rehberlik ve Araştırma Merkezinde incelenen ve zihinsel engeline yönelik kaynaştırma kararı olan öğrenciler (engeli ve performansı göz önüne alınarak) ile özel eğitim sınıfında eğitimini tamamlayan öğrenciler 8. sınıfı bitirdikten sonra iş Okullarının eğitiminden yararlanıyor.

İş okulları 21 yaşından gün almamış, orta düzeyde yetersizliği olan bireyler veya ilköğretimlerini tamamlayıp genel ve ortaöğretim programlarına devam edemeyecek özel eğitim gerektiren bireylerin temel yaşam becerilerini geliştirmek, öğrenme ihtiyaçlarını karşılamak, topluma uyumlarını sağlamak, iş hayatı ile ilgili bilgi ve beceriler kazandırmak amacıyla gündüzlü olarak açılan okullardır. (özel Eğt. Hiz. Yön. Madde 39)

Bu okulun eğitim-öğretim imkânlarından yararlanabilmek için öğrencilerin merkezimizde tekrar değerlendirilmesi gerekiyor. Değerlendirme sonucunda öğrencilerimiz İş Okulu’na resmi olarak yönlendiriliyor. İş Okullarına öğrenci velisi direk gidip kayıt yaptıramıyor. Kayıt için İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde kurul kararının alınması gerekiyor. Kurtul kararının alınabilmesi rehberlik ve araştırma merkezinin inceleme raporu, hastane raporu ve ilköğretim diplomasını zorunlu kılıyor. 8. sınıf sonrasında öğrenci velisinin/ okul yönetiminin merkezimizden randevu alması ve süreci başlatması gerekiyor. İnceleme tarihine kadar diplomalarını yetişmemesi durumunda daha sonra değiştirilmek üzere öğrenci belgesi ile de işlemler başlatılabiliyor.

İlköğretimde kaynaştırma eğitimine alınan ve bu programı tamamlayanlara “diploma”, alınan her türlü özel eğitim önlemine rağmen, programın amaçlarını gerçekleştiremeyen öğrencilere de “öğrenim belgesi” veriliyor. (Özel Eğitim Hizmetleri Yön. Madde 73)

Ankara’da biri Yenimahalle bölgesinde olmak üzere 3 İş Okulu mevcut. İş Okulları hakkında daha ayrıntılı bilgileri okullarla iletişime geçerek öğrenebilirsiniz…

Özel eğitim sınıfından mezun olan öğrenciler engel türleri ve inceleme sonuçlarındaki performanslarına bakılarak bir üst eğitim öğretim okuluna yönlendiriliyor. Bu sınıflardan mezun olan öğrencilerimiz ortaöğretim okullarının müfredatından etkili bir şekilde yararlanamayacağından genellikle iş okullarının eğitim öğretim imkânlarından yararlanıyor.

Bu okullara yönlendirmeyi rehberlik ve araştırma merkezleri yapıyor. İş Okullarına öğrenci velisi direk gidip kayıt yaptıramıyor. Kayıt için İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde kurul kararının alınması gerekiyor. Kurul kararının alınabilmesi rehberlik ve araştırma merkezinin inceleme raporu, hastane raporu ve ilköğretim diplomasını zorunlu kılıyor. Özel eğitim sınıfından mezun olduktan sonra öğrenci velisinin/ okul yönetiminin merkezimizden randevu alması ve süreci başlatması gerekiyor. İnceleme tarihine kadar diplomaların yetişmemesi durumunda daha sonra değiştirilmek üzere öğrenci belgesi ile de işlemler başlatılabiliyor.

  1. Özel eğitime ihtiyacı olan bireyler ortaöğretimlerini, öncelikle kaynaştırma uygulamaları yoluyla akranları ile bir arada genel ve mesleki ortaöğretim kurumlarında sürdürebilecekleri gibi özel eğitime ihtiyacı olan bireyler için açılan ortaöğretim kurumlarında da sürdürebilirler.
  2. Merkezî sınavla öğrenci almayan genel, mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarına yönlendirme kararı alınan özel eğitime ihtiyacı olan bireyler, ilgili birimlerle yapılacak iş birliği çerçevesinde kontenjan sağlanarak yatılı okulların pansiyonlarına Bakanlıkça sınavsız yerleştirilirler.
  3. Genel ve mesleki ortaöğretim kurumlarına yönlendirme kararı alınanlardan, yatılı okumak isteyen öğrenciler için, ikamet adresine göre yakın yatılı okulların olanakları da değerlendirilerek yeterli kontenjan sağlanır.
  4. İlköğretimlerini tamamlayan ancak çeşitli nedenlerle ortaöğretime devam edemeyen bireyler, uzaktan öğretim yoluyla Millî Eğitim Bakanlığı Açık Öğretim Lisesi veya Millî Eğitim Bakanlığı Mesleki Açık Öğretim Lisesinde eğitimlerini sürdürebilirler. Millî Eğitim Bakanlığı Açık Öğretim Lisesi veya Millî Eğitim Bakanlığı Mesleki Açık Öğretim Lisesine devam eden ve özel eğitime ihtiyacı olduğunu özel eğitim hizmetleri kurulu kararıyla belgelendiren bireylerin eğitim sürecinde ve başarılarının değerlendirilmesinde Özel eğitim hizmetleri yönetmeliğinin 24 üncü maddesindeki hükümler doğrultusunda özel tedbirler alınarak düzenlemeler yapılır, denmektedir.Ancak öğrenci okulda gerekli tedbirler alınmasına rağmen uyum sağlayamıyorsa Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin 18. maddenin b ve c maddeleri dikkate alınabilir.Okul ve kurumlardaki rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri yürütme komisyonu, okula/kuruma kayıt tarihinden itibaren en az 70 iş günlük izleme süreci sonucunda öğrenciyle ilgili eğitsel değerlendirme ve tanılama ya da yerleştirme kararının uygun bulunmaması hâlinde yeniden değerlendirilmesi isteğiyle özel eğitim hizmetleri kuruluna itiraz edebilir. (Madde 18 b)Eğitsel değerlendirme ve tanılama ile yerleştirme kararlarıyla ilgili özel eğitim hizmetleri kuruluna yapılacak itirazlar incelenerek en geç 30 gün içerisinde sonuçlandırılır. Sonuç, veliye, okula/kuruma ve RAM’a yazılı olarak bildirilir. (Madde 18 c)KAYNAŞTIRMA PROGRAMINA ALINAN ÖĞRENCİLERİN BAŞARILARI NASIL DEĞERLENDİRİLİR? SINIF TEKRARI YAPTIRILIR MI?Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde kaynaştırma programına devam eden öğrencilerin başarılarının değerlendirilmesi ile ilgili 24. maddede açıklamalar yer almaktadır.MADDE 24-(1) Kaynaştırma yoluyla eğitimlerine devam eden öğrencilerin başarılarının değerlendirilmesinde ilgili mevzuatın yanında aşağıdaki hususlar dikkate alınır:a) Bulunduğu okulun eğitim programını veya denkliği olan bir programı izleyen öğrencilerin başarıları, devam ettikleri okulun sınıf geçme ve sınavlarla ilgili hükümlerine göre değerlendirilir. Ancak, değerlendirmelerde öğrencilerin BEP’leri dikkate alınır.b) Bulunduğu okulun eğitim programına denkliği olmayan bir özel eğitim programını izleyen öğrencilerin başarılarının değerlendirilmesiyle ilgili işlemler, bu Yönetmeliğin 85 inci maddesindeki ilgili hükümlere göre yapılır.c) Öğrencilerin başarılarının değerlendirmesinde kullanılacak yöntem, teknik, ölçme araçları ve değerlendirme süresi, değerlendirme zamanı, değerlendirme aralıkları, değerlendirmeden sorumlu kişiler ve değerlendirmenin yapılacağı ortam, BEP geliştirme biriminin görüş ve önerileri doğrultusunda belirlenir.ç) Yazma güçlüğü olan öğrenciler ve özel öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin değerlendirilmesi sözlü, sözlü ifadede güçlük yaşayan öğrencilerin değerlendirilmesi ise yazılı olarak yapılır. Yazılı ve sözlü ifade etme becerilerinde yetersizliği olan bireyler ise davranışlarının gözlemlenmesi yoluyla değerlendirilir.d) Yazılı sınavlar öğrencilerin yetersizlik türüne, eğitim performanslarına ve gelişim özelliklerine göre çeşitlendirilir. Sınavlar kısa cevaplı ve az sorulu olarak düzenlenir.e) Öğrenciler, yetersizliklerinden kaynaklanan güçlüklerini gidermek amacıyla sınavlarda uygun araç-gereç, cihaz ve yöntemlerden yararlandırılır. İhtiyacı olan bireyler için yazılı sınavlarda refakat etmek üzere bir öğretmen görevlendirilir.f) Görme yetersizliği olan öğrencilerin yazılı sınavlarda Braille yazı olarak verdiği cevaplar sınavdan hemen sonra öğretmenin öğrenciye okutmasıyla değerlendirilir. Bu öğrenciler, çizimli ve şekilli sorulardan muaf tutulurlar. Az gören öğrenciler için sınav soruları kalın ve büyük puntolu hazırlanır.g) İşitme yetersizliği olan öğrenciler ilköğretim ve ortaöğretimde, istekleri doğrultusunda yabancı dil programlarındaki bazı bilgi ve becerilerin öğretiminden veya dersin tamamından muaf tutulurlar.ğ) Zihinsel yetersizliği olan öğrenciler; dikkat, bellekte tutma ve hatırlama güçlükleri dikkate alınarak daha sık aralıklarla değerlendirilirler.h) Otistik bireyler ile duygusal ve davranış bozukluğu olan öğrencilerin değerlendirilmesi, iletişim özellikleri ile sosyal-duygusal hazır bulunuşlukları dikkate alınarak yapılır.ı) Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan öğrencilerin değerlendirilmesi, bu öğrencilerin özellikleri dikkate alınarak daha sık aralıklarla ve kısa süreli sınavlarla yapılır.i) Kas ve sinir sistemi bozukluklarına bağlı motor becerilerde yetersizliği olan öğrenciler motor beceri gerektiren derslerin uygulamalı bölümlerinden istekleri doğrultusunda muaf tutulurlar.

    Ayrıca İlköğretim kurumları yönetmeliği 47 ç üçüncü paragrafında

    Kaynaştırma yolu ile eğitimlerine devam eden özel eğitim gerektiren öğrencilere, başarısızlıklarından dolayı sınıf tekrarı yaptırılmaz denmektedir. Kaynaştırma programına dahil olan öğrenciler normal akranlarıyla diğer uygulamalar yönünden eşit değerlendirilir. (Devam devamsızlık vb)

Devlet desteğinden yararlanabilmeniz için iki tane rapor gereklidir. Öncelikle yetkili bir devlet hastanesinden veya üniversite hastanelerinden tıbbi değerlendirme ve tanı raporu almanız gereklidir. Bu rapor ile eğer çocuğunuz bir okula kayıtlı öğrenci ise okulunuzun bağlı olduğu il veya ilçenin REHBERLİK ARAŞTIRMA MERKEZİ’nden özel eğitim raporu almanız gereklidir. Bu iki raporla size uygun, beğendiğiniz, istediğiniz bir özel eğitim kurumundan devlet destekli özel eğitim rehabilitasyon hizmeti alabilirsiniz

Danışma ve Rehberlik

SORU: 2 yaşında bir kızımız var. 2-3 aydan beri mastürbasyon benzeri hareketler yapıyor. Masanın sivri köşesine yaslanarak veya bir yerlere dayanarak tekrarlıyor. Bu esnada yüzü kızarıyor, çevreyle iletişimini kesiyor. Ne yapacağımızı, dikkatini nasıl başka şeylere çekeceğimizi şaşırdık. Ne önerirsiniz?

CEVAP: Çocuklar çok küçük yaşlardan başlayarak, kendi bedenlerini tanımaya, keşfetmeye, zevk alacak şekilde kendi vücutlarına dokunmaya başlarlar. Bu davranışları daha ileri yaşlardaki mastürbasyondan farklıdır. Ve cinsellikle bir ilişkisi yoktur.

Meraka dayalı bu davranışı, çok fazla eleştirmek ve engel olmak yerine, çocuğunuzun dikkatini farklı yönlere çekme, merak duyularına hitap eden etkinliklere yönlendirmek, çocuğunuzla iletişim ve etkileşimi daha sıkı ve canlı tutmak daha doğru olabilir.

Ayrıca çocuğunuz bu davranışı, ilgi çekmek için de yapıyor olabilir. Onunla biraz daha fazla ilgilenmek, daha çok birlikte zaman geçirmek iyi olacaktır.

Ancak çocuğunuz bu konuda ısrarcı ise ve ne yaparsanız yapın engelleyemiyorsanız, bu davranışı esnasında çevreyle tüm bağlarını koparıyorsa, mutlaka bir uzmana danışmalısınız.

SORU : Oğlumuz 6 yaşına girdi. Bugünlerde onda bir içe kapanıklık görüyorum. Parka gittiğimizde ve ya diğer çocukların olduğu ortamlarda, çocuklarla oynamak istiyor. Ama iletişimi kendiliğinden başlatamıyor. Ve ilk adımı hep karşıdan bekliyor. Oynamak, çocuklara katılmak için içi gittiğinin farkındayız. Böyle durumlarda, müdahale edip, ilk adımı biz mi atalım, yoksa kendi haline mi bırakalım? Aile olarak bizler nasıl davranalım?

CEVAP: Öncelikle her çocuğun yapılarının, kişilik özelliklerinin ve arkadaşlık ilişkisi kurabilme becerilerinin birbirinden farklı olduğunu unutmamak gerekir. Kimi hemen kaynaşır akranlarıyla, kimi de kendisine zarar gelmeyeceğinden emin olduktan sonra…

Çocuğunuzu zorla gruba dâhil etmeye çalışmak yerine, yavaş yavaş ortama alışmasına, diğer çocukları öncelikle gözlemesine fırsat vermek daha doğru olacaktır. Parklara, doğum günü partilerine, arkadaşlarının yanına daha sıklıkla götürüp, o ortamı ve ordaki çocukları daha çok gözlemesine olanak sağlayabilirsiniz. Grubun tümüne birden değil, öncelikle bir- iki çocukla tanışıp, sonra diğerlerine yavaş yavaş ısınmasına zemin hazırlamak da işleri kolaylaştırabilir.

Yine de bu durum uzun süreli ise, tanıdığı ve sıkça gördüğü kişilerin yanında bile tedirginse ve iletişime geçmekten kaçınıyorsa, bir uzman görüşü almanız daha doğru olacaktır.

SORU : Kızım 5 yaşında. Zaman zaman kakasını tutup, sonra kaçırdığını, hatta bu durumun farkına bile varmadığını – ya da rahatsızlık duymadığını- üzüntüyle izliyorum. Ne yapmalıyım? Nasıl davranmalıyım? Bana yardımcı olursanız çok sevinirim.

CEVAP: Öncelikle çocuğunuzun mutlaka tıbbi incelemelerini yaptırın. Yemek seçimleri ve beslenme tarzı sınırlı olan çocuklarda sıkça görülen kabızlık sonucunda oluşan çatlaklar çocuğun acı çekmesine yol açabilir ve çocuktaki kabızlığı ve kaka tutma problemini pekiştirebilir.

Unutulmamalı ki birçok çocuk için kakası da vücudunun bir parçasıdır ve gidenin geri gelmeyeceğini düşündüğü için direnebilir, tırnağını ya da saçını kestirmek istememesi gibi kakasını yapmakta, ondan ayrılmakta da zorlanır.

3 yaşından büyük birçok çocuk, -tuvalet eğitimi almış olmasına rağmen- kakasını kaçırabilir. Bu durumu fark etmeyebilir. Hatta yokmuş gibi davranabilir.

Gelişiminin yeterince iyi olmadığı, dikkati diğer alanlarda da sorunlu olan çocuklarda, kaka kaçırma problemine daha sık rastlanır. Problemin fiziksel bir nedenle mi, yoksa davranışlardan, alışkanlıklardan mı, ya da hiç akla gelmeyen başka bir sorundan mı kaynaklandığının tespit edilebilmesi ve giderilebilmesi için mutlaka bir uzman desteği almanız gerekir.

SORU : Çocuklarımdan biri 5, diğeri 8 yaşında. Ne yaparsak yapalım, bir türlü aralarındaki kıskançlığı ve çatışmayı önleyemiyoruz. İyi geçinmeleri için neler yapabiliriz?

CEVAP: Kardeşler arasında çatışmaların olması çok doğaldır. Bu durumu en aza indirebilmek için, çocuklarınızın kişilik özelliklerini ve bireysel ihtiyaçlarını iyi gözlemleyebilmeli, her birinin ayrı bireyler olduğunu unutmamalısınız. Onlara ihtiyaçları doğrultusunda yaklaşabilmeniz, sizden beklentilerini karşılayabilmeniz, kardeşler arasındaki çatışmayı kısmen de olsa azaltacaktır.

Çocuklarınızın yaşlarının birbirine yakın olması ile ihtiyaçlarının yoğunluğunun da birbirine yaklaşık aynı olmasından dolayı da çatışmalar sıkça gözlemlenir.

Her iki çocuğunuzla da yeterince ilgilenebilmeye, ara sıra baş başa zaman geçirebilmeye özen gösterin. Çünkü çocuklar, ihtiyaç duydukları ilgi ve sevgiyi ailelerinden göremezlerse, bunun için kardeşlerini suçlu görme eğilimindedirler.

Kardeş kıskançlığını tümüyle ortadan kaldıramayabilirsiniz ancak, iki çocuğunuzu da eşit şekilde idare edebilmeyi öğrenebilirsiniz. Unutmayın sorunlar, çekişmelerin iyi ve doğru bir şekilde yönetilememesi sonucu oluşur.

Yine de bu çatışmalar uzun süreli ve kırıcı oluyorsa, bu durumu kontrol altına alamıyorsanız, aile huzurunuz ve mutluluğunuz tehlikeye giriyorsa, bir uzman yardımı almanız, problemleri daha büyütmeden çözebilmenizi sağlayacaktır.

SORU : 4 yaş 3 aylık olan oğlum, sürekli kız gibi davranıyor. Annesinin takılarıyla, makyaj malzemeleriyle oynuyor. Kısacası kendi cinsiyetine uygun olmayan biçimlerde davranıyor. Annesi de ben de bu duruma nasıl tepki vereceğimizi şaşırdık. Aile olarak biz neler yapmalıyız?

CEVAP: Kendi cinsine ait olmayan davranışlar özellikle erkek çocuk ailelerini daha çok kaygılandırmaktadır. Oysa çocuklar ilginç ve sıra dışı olana ( dolayısıyla parlak, renkli, gösterişli olan bayan eşyalarına) ilgi gösterme eğilimindedirler. Burada dikkat etmeniz gereken, çocuğunuz gidiyorsa kreşte, parkta diğer erkek çocukların oyunlarına ne kadar katılabiliyor, kimlerle oynuyor, nasıl davranıyor? Kendi cinsiyeti hakkında ne düşünüyor?

Bir baba olarak, sizin varlığınız, ona hissettirebileceğiniz ölçüde etkili olacaktır. Bu nedenle, oğlunuza daha çok vakit ayırmalı, birlikte ve baş başa farklı etkinlikler yapabilmeli, birliktelik sürenizi giderek arttırmalısınız. Çocuğunuzu eleştirmek, diğer çocuklarla kıyaslamak, var olan özgüvenini yıkacak, aile- çocuk ilişkilerinizi iyice yıpratacaktır.

Çocuğunuz kendi cinsiyetinden memnun değilse, diğer cinsiyetten olmadığına üzülüyorsa, hatta öyle olduğunu düşünüyorsa, diğer cinsiyetin özellikleri konusunda ısrarcı ise, problemi daha da derinleştirmeden mutlaka bir uzman yardımı almalısınız.

SORU : Çok hareketli, yaramaz, kıpır kıpır, 4 yaşında bir oğlum var. Kreşteki öğretmeni oğlumun yerinde durmadığını, arkadaşlarıyla sıkça sorun yaşadığını, her şeyden çabuk sıkıldığını söylüyor. Acaba oğlum “Hiperaktif mi?” Bu kadar erken yaşta tanı konabilir mi? Ne yapmalı, nasıl bir yol izlemeliyiz?CEVAP: Öncelikle her hareketli çocuğun “hiperaktif” olmadığını vurgulayalım. Küçük çocukların birçoğu, öğrenme ve merak içgüdülerinin peşinden gider, yerlerinde duramazlar. Kendilerini daha zor kontrol edebilirler.Çabuk sıkılabilir, akranlarıyla uyum sorunları yaşayabilir, her şeyi görmek, her şeyi öğrenmek isterler. Ancak düzenli, disiplinli, açık ve net kuralların olduğu ortamlarda bu sorunlar giderek azalabilir.

Eğer çocuğunuzun bu hareketliliği onun ve sizin yaşamınızı olumsuz etkilemeye başladıysa, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimini engelliyorsa, okul ortamında dahi sorunlar yaşanıyorsa, çevrenizden sıkça şikâyetler alıyorsanız mutlaka bir uzmana başvurun.

Yaşı küçük olduğu ve tanı almaya yeterli düzeyde dikkat sorunu olmaması gibi nedenlerle tanı konamasa bile, aile içi etkileşiminizi güçlendirmesi ve sizlere rehberlik etmesi amacıyla danışma almanız, daha sonra ortaya çıkabilecek birçok sorunu da önleyecektir.

SORU : Bize göre oldukça sağlıklı olan, 8 yaşındaki kızımın öğretmeni “kızınızda konsantrasyon bozukluğu var!” dedi. Bu tam olarak ne demektir? Ne işe yarar? Ailesi olarak biz neler yapmalıyız?

CEVAP: Çocuklar yaptıkları işe, çalıştıkları derse dikkatlerini verip konsantre oldukları zaman, daha kolay öğrenebilirler. Yaşadıklarını daha iyi algılar, öğrendiklerini gerekli durumlarda tekrar kullanabilirler.

Oysa konsantrasyonları bozulduğunda, dikkatlerini çalışmaya veya yaptıkları işe veremezler. Yaptıkları işleri tamamlayamaz veya eksik yaparlar. Öğrendiklerini çabuk unuturlar. Bu durumda özellikle akademik becerilerde akranlarından geri kalırlar. Süreç içinde de olumlu benlik algıları ve özgüvenleri zedelenebilir. Grup içinde eleştirilebilir. Hatta dışlanabilirler. Okuldan ve derslerden soğuyabilir, okula gitmemek için direnebilir, çeşitli bahaneler yaratabilirler.

Kızınız içinde diğer gelişim alanları sağlıklı bile olsa, böyle bir durumun şüphesi, okul ortamında sorun teşkil eder duruma geldiğine göre, derhal bir uzman yardımı almanız; kızınızın bireysel özellikleri ve öğrenme ihtiyaçlarının tespit edilerek bir eğitim programının oluşturulması, dikkat ve konsantrasyon geliştirici uygulamalara yer verilmesi çok daha sağlıklı olacaktır.

SORU : Eşimle boşanmak üzereyiz. 6 yaşındaki kızımızı hayatlarımızdaki bu yeni duruma nasıl hazırlayalım? Ona nasıl söyleyelim?

CEVAP: Çocuğunuzun bu durumdan nasıl etkileneceği, en çok sizlerden gelecek desteğe bağlıdır. Önce ayrılık ve boşanma hakkında çocuğunuzla konuşun. Dürüst, net ve açık ifadeler kullanın. Yaşamınızdaki değişiklikler hakkında ona bilgi verin. Ve bu değişimleri algılayıp, alışabilmesi için ona zaman verin. Değişimleri adım adım yapın.

Verdiğiniz sözleri mutlaka tutun. Tutamayacağınız sözleri asla vermeyin!

Neler olup bittiği konusunda kızınıza açıkça ve basit bir şekilde bilgi verin. Bu değişikliklere alışmanın zaman alacağını, ama yeni düzenleri içinde de mutlu olabileceğini ona vurgulayın. Her durumda sakinliğinizi koruyup, bu durumun kızınız için de yeterince zor olduğunu anlamaya, ona hoşgörüyle yaklaşmaya çalışın. Karşılıklı konuşabilmeye, duygularını paylaşabileceği ortamlar yaratmaya özen gösterin. Konuşarak duygularını size ifade edebilmesi, kızınızın da kaygılarını azaltacaktır.

Yine de çocuğunuzun kaygı düzeyinin arttığını ve genel halinden çok farklı davrandığını gözlemliyorsanız ve ayrılmanız konusunda eşinizle ortak bir dil yakalayamıyorsanız ve bu işleri daha da zorlaştırıyorsa, bir uzmana danışarak bu durumu daha kolayca ve daha az sorunla atlatabilirsiniz.

SORU : 22 aylık bir oğlum var. Ne söylesek anlıyor. Ancak tek tük kullandığı belli kelimeler dışında henüz konuşamıyor. Çevremizdeki herkes normal olduğunu, babasının ve amcalarının da geç konuştuğunu söylüyor. Ama akranlarına bakıyorum, birçoğu rahatça konuşmaya başladı. İçim hiç rahat değil. Beklemeli miyim? Yardım mı almalıyım? Nereden başlamalıyım?

CEVAP: Çocuklarda alıcı dil dediğimiz söylediklerinizi anlaması, verdiğiniz yönergeleri yerine getirmesi, isteklerini size hareketle, işaretle belli edebilmesi vb. faktörler dil gelişimi açısından önemli ipuçlarıdır. Erkek bebeklerde dil gelişimi biraz daha geç olsa da, bu her bebek için geçerli değildir.

Konuşma gecikmesinin işitme sorunları, iletişim kurmada isteksizlik gibi başka nedenleri de olabilir. Konuşmalarında gecikme olduğu düşünülen çocukların, tüm gelişim alanları ( zihinsel, duygusal, sosyal, dil ve psiko-motor gelişimler) yönünden de incelenmesi gerekmektedir. Örneğin, Otizm, YGB gibi bazı gelişim sorunları, çocukların çevreleriyle olan iletişime geçme ihtiyaçlarını da en aza indirmekte, ya da tümüyle ortadan kaldırmaktadır.

Çocuğunuzun, işitmesi, söylediklerinizi anlayabilmesi, istek ve ihtiyaçlarını sözel olarak ifade edebilmesi, konuşabilmesi vb. konularda sorun yaşıyorsanız, vakit geçirmeden bir uzmandan ayrıntılı değerlendirme istemeniz, süreci hızlandıracaktır.

SORU : Oğlum 2 yaşına yaklaşıyor. Televizyona, özellikle kliplere ve reklamlara çok düşkün. TV izlemeden yemek bile yediremiyoruz. Arkadaşlarım bu durumun sorun yaratacağını, hatta otizme dönüşebileceğini söylüyorlar. TV. nin gerçekten böyle bir etkisi var mıdır?

CEVAP: Dil gelişimi henüz tamamlanmamış, iletişim becerileri yeterince gelişmemiş çocukların, TV u bu kadar yoğun izlemeleri gelişimlerini olumsuz etkileyebilir. Özellikle dil gelişimlerini kısıtlayabilmekte, çevreye olan ilgilerini azaltmakta, yaratıcı düşünme becerilerini köreltebilmektedir. Bu olumsuz etkiler, “otizm” belirtilerine ya da diğer bir anlamıyla “iletişime ilgisizliğe” yol açabiliyor. Tabii ki TV tek başına otizme neden olmaz. Ancak çocuğunuzun tüm gelişim alanlarını olumsuz etkileyebilir.

Unutmayın ki, özellikle 3 yaşın altındaki çocukları, TV dan uzak tutmanız çok daha doğru olacaktır. TV karşısında geçireceği zamanı sizlerle birlikte, oyun oynayarak geçirmesi çok daha sağlıklı ve öğretici bir davranış olur.

SORU : 26 aylık bir oğlum var. Televizyon izlemeyi çok seviyor. Özellikle reklamları… Bu arada konuşma gelişimi henüz çok yavaş. Henüz, tek kelimelerle konuşuyor. Televizyonu bu kadar çok izlemesi, konuşmasını etkiler mi?

CEVAP: Dil gelişimi ile zihin gelişimi birbirini doğrudan etkiler. İfade edebilme, dinleme, anlama becerileri geliştikçe çocuklardaki problem davranışlarda azalacak, doğru düşünme becerisi gelişecektir. Dil gelişimini destekleyebilmek için ise, çocuğunuzla birlikte bolca zaman geçirebilmeli, onun diğer çocuklarla bir arada olabileceği ortamlar hazırlamalı, ilişkiye ve iletişime daha çok önem vermeli, bolca öyküler okumalı, anlatmalı, öykü hakkındaki kısa- basit sorularla anlama- anlatma becerileri desteklenmelidir.

Tüm bunların yapılabileceği zamanlarda, çocuğunuzu paylaşımdan uzak, bir ekranın karşısına oturtmak çok da sağlıklı bir davranış değildir.

Çocuğunuzun TV’den olumsuz etkilenmesini istemiyorsanız, onun hangi saatlerde neleri izlediğini bilmeli, izlediği programlara eşlik ederek iletişim sürdürülmeli, seyredilen program hakkında karşılıklı konuşulabilmelidir.

Ama TV çocuğunuzda bağımlılığa dönüşüyor, hatta oyunun bile yerini alıyorsa; siz sınır getirmekte zorlanıyor ve ya dirençle karşılaşıyorsanız, bir uzman yardımı almanız iyi olacaktır.

SORU : Oğlum 4 yaşına geldi. Ama yemeğini ben yediriyorum, giysilerini ben giydiriyorum. Hiçbir şeyi kendi başına yapamıyor. Acaba ben nerede yanlış yapıyorum? Onu nasıl bağımsızlaştırabilirim?

CEVAP: Unutmayın, “Biz büyüklerin acelesi yüzünden, çocukların büyümesi gecikiyor! “ Çocuğunuzun yemek yeme, giyinme vb. öz bakım becerilerini yardımsız yapabilmesi için, öncelikle ona model olmalı, nasıl yapabileceğini öğretmeli ve kendi başına denemesi için fırsat vermelisiniz. Örneğin çocuğunuz okula geç kalacak diye, kendi başına giyinmesine izin vermeyip, sizin giydirmeniz; etrafı kirletecek diye, bebeğinizin kendi kendine yemek yemesine izin vermemeniz, onun bu becerileri öğrenebilmesini olumsuz etkileyecektir.

Çocuğunuzun öz bakım becerilerini henüz yapamasa da denemesine izin vermeli, onu cesaretlendirmeli, başardığında onunla gurur duyduğunuzu belirtebilmelisiniz.

Çocuğunuzla el kaslarını geliştirici faaliyetler ( oyun hamuru ile oynama, farklı özelliklerde kâğıtlarla yırtma- yapıştırma, makasla kesme gibi kâğıt işleri yapma, boncuk dizme, düğme ilikleme- açma vb. etkinlikler ) yapmanız, öz bakım becerilerini daha kolay öğrenebilmesine ve yardımsız yapabilmesine de olanak verecektir.

Anne- baba olarak sizlere düşen en önemli şey, sabırlı olmanız ve bir anda mükemmel yapmasını beklememenizdir. Önemli olan acele etmemek, yeniden denemesine izin vermek, hatalarına, eksikliklerine hoşgörü ile yaklaşabilmenizdir.

SORU : Kızım 4 yaşında. Arkadaşlarımdan “ateşli havale geçirmek” diye bir şey duydum? Nedir? Önlemek için ne yapabilirim? Kızım geçirirse, ilkyardım olarak ne yapmalıyım? Beni aydınlatırsanız sevinirim. Teşekkürler…

CEVAP: Ateşli havale, özellikle 6 ay- 5 yaş arası çocuklarda görülebilen, yüksek ateş sonucu, kısa süreli bilinç kaybı ve kasılmalarla kendisini gösterir. Genelde ateşin aniden yükselmesiyle görülür. Çocuğun vücudunda sarsılmalar, kasılmalar gözlenebilir. Çocuk bayılır. Bu durum genellikle 1 dakikadan az süre devam eder.

Böyle durumlarda ilk yapmanız gereken sakin olmaktır. Çocuğunuzu yere veya yatağa yan yatırın. Kasılmasını durdurmaya çalışmayın. Birkaç dakika içinde çocuğunuz kendine gelecektir. Diline zarar vermemesi için ağzına bir şeyler sokmaya çalışmanız, çenesine zarar verebilir.

Havalesi durdurulamıyorsa, vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.

Havale geçirme durumu çocuğunuzun diğer gelişim alanlarını da olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle ayrıntılı bir değerlendirme istemeniz yararınıza olacaktır.

SORU : Çocuğum 4,5 yaşında. Genelde sakin ve mutlu bir çocuk olduğunu düşünüyorum. Ancak yaklaşık 1 aydır parmağını emmeye başladı. Bunun bir sorun göstergesi olduğunu biliyorum. Ama ne yapacağımı, nasıl tepki vermem gerektiğini bilemiyorum. Lütfen bana yardımcı olun.

CEVAP: Parmak emmek, bebeklik döneminde görülen bir davranıştır. Bebek içgüdüsel bir hareketle parmak emer. Her şeyi ağız yoluyla tanımaya çalışır. Hem emme içgüdüsünü doyurur. Hem de dış dünya ile bağlantı kurar.

Daha ileriki yaşlarda ise, herhangi bir sorun yaşadığında ve başa çıkamadığında geriye dönüş yaparak parmak emmeye başlayabilir.

Çocuğunuz içinde bulunduğu ruhsal durumu “konuşarak” anlatamayacağı için, kendisini rahatlatan parmak emme davranışına yönelebilir. ( Eğer sadece uykusu geldiğinde parmağını emiyorsa, bu bir davranış bozukluğu değil, yalnızca rahatlamak için yaptığı bir davranıştır. )

Veli olarak size düşen sakin davranıp, nedenlerini araştırmalı, “ne oldu da parmağını emmeye başladı?” sorusunu cevaplayabilmektir. Birinin vefatı, yeni bir kardeş gelişi, boşanma, anne- baba ilgisinin yoksunluğu, ani korkular, hatalı aile tutumları vb. nedeni bulunabildiği takdirde çözümü de daha kolay olacaktır.

Çocuğunuza biraz daha fazla zaman ayırabilmeniz, ilgi ve sevgi ihtiyacını karşılayabilmeniz, koşullarınızı çocuğunuz için daha uygun konuma getirmeniz yararlı olacaktır.

Ama ne yaparsanız yapın, sorunun ne olduğunu bulamıyorsanız, çocuğunuz ısrarla parmak emmeye devam ediyorsa, uzman yardımı almanız çok daha doğru olacaktır.

SORU : Kızım 2 yaşını geçti. Çevreninde baskısıyla, tuvalet eğitimine başladık. Başlangıçta lazımlığını sevmişti. Daha istekliydi, ama şimdi istemiyor. Dikkat etmiyor ve sıkça kazalar yaşıyoruz. Neden geri dönüş yaşamış olabiliriz? Annesi olarak ben ne yapmalıyım?

CEVAP: Tuvalet eğitimini kazanma aşamasında birçok sorunlar yaşanması normaldir. Çocuğunuz altının kuru kalma süresi açısından ya da fiziksel ve gelişimsel olarak henüz tuvalet eğitimi almaya hazır olmayabilir.

2 yaş civarındaki çocuklar, inatlaşmaya bayılır. Zıtlaşma dönemi yaşıyorsanız, bir süre erteleyin. Ayrıca taşınma, boşanma, hastalık vb. dış etkenler de normal rutin akışı değiştireceği için, bu süreci olumsuz etkileyebilir.

Tuvalet eğitimi sürecini hızlandırmaya çalışmayın. Çocuğunuz bunu baskı gibi algılarsa, direnebilir. Kaka tutma, kaçırma, kabızlık vb. sorunları olabilir. Onun öğrenme hızına siz ayak uydurun.

Lazımlığı yerine üstüne kaçırırsa, kızmayın, cezalandırmayın. Ceza korkusuyla, kaka tutma sorununa yol açabilirsiniz.

Henüz lazımlığa oturmak istemiyorsa, zorlamayın. Lazımlığı ortadan kaldırın. Birkaç hafta sonra yeniden deneyin.

Klozete yaparsa sifonu çekmesine izin verin, bağımsızlığını her zaman destekleyin. Tuvaleti, istediği zaman kullanabileceğini gösterin.

SORU : 5,5 yaşında bir oğlum var. Zaman zaman geceleri altını ıslattığını üzülerek görüyorum. Babası ve amcası da uzun sürelerle bu sorunu yaşamışlar. Sizce bu durum genetik mi? Ne yapmamızı önerirsiniz?

CEVAP: Geceleri alt ıslatma sorunu, erkek çocuklarda daha sıklıkla görülür. Gece çiş kaçırmanın genetik bir yanı olduğu gibi, çocuğunuzun tuvalet ihtiyacı olduğunda uyanmasını sağlayan vücut sistemi de yeterince gelişmemiş olabilir. Bir uzman yardımı alarak çocuğunuzun tüm gelişim alanlarında değerlendirilmesini istemeniz sağlıklı olacaktır. Oğlunuzun bu dönemde yaşadığı belirgin bir sorun var mı? Taşınma, ayrılık, hastalık, yeni bir kardeş vb. bir neden var mı, önce bunu araştırmalısınız. Bu tür yeni durumlar, bilinmezlikler ve ya rutin yaşamdaki olası değişiklikler de onu olumsuz etkileyebilir. Oğlunuzun kendisi ile ilgili olumsuz düşünceleri ve kaygıları varsa ona duygusal olarak da destek olun. Birlikte daha çok zaman geçirmeniz faydalı olacaktır. Gün içinde tuvalet ihtiyacı geldiğinde, kendisini biraz tutmasını isteyebilir, bu süreyi her gün biraz arttırarak, kaslarını güçlendirmesini sağlayabilirsiniz. Her gece belli saatlerde, tuvalete kalkması için onu uyandırabilirsiniz. İstekliyse birlikte bir çalar saat alıp, kurabilirsiniz. Gece yatmadan önce aldığı sıvı miktarını azaltmanız da işe yarayabilecek bir çözümdür.

Right Menu Icon0 (553) 238 00 39