Oyun terapisi çocukların yaşamlarında stres yaratan
etkenlerle başetmelerine yardımcı olmayı amaçlayan, iletişim kurmaya, ifade edilemeyen duygu ve düşünceleri ortaya koymaya, olumsuz davranışların değiştirilmesine aracı olan eğitimsel ve gelişimsel bir terapi şeklidir.
Oyun terapisi; çocukların duygularını sözelleştirmelerinde, öfke kontrolü kazanmalarında, problem çözme becerilerini geliştirmede, istenil davranışları kazanmalarında, özgüven geliştirmelerinde, duygusal yaralarının giderilmesinde, kayıpların tekrar kazanılmasında çocuklara yardımcı olan bir yöntemdir.
Pek çok farklı kuramsal yaklaşıma dayalı oyun terapisi yöntemi bulunmakla birlikte, terapistin rehberlik ve yorumlama sorumluluğunu üstlendiği “Yönlendirici Oyun Terapisi” ve terapistin tüm sorumluğu çocuğa bıraktığı “Çocuk Merkezli- Yönlendirici Olmayan Oyun Terapisi” formları bulunmaktadır. Günümüzde en sık başvurulan oyun terapisi yöntemi, terapist ve çocuk arasındaki ilişkinin temel alındığı Axline’ın geliştirmiş olduğu “ Yönlendirici Olmayan- Çocuk Merkezli” oyun terapisidir.
Yönlendirici Olmayan Oyun Terapisi formunda, çocuk hangi oyuncakla nasıl oynayacağını , oyununu nasıl düzenleyeceğine kendisi karar vermekte; kendisini daha güvende ve özgür hissetmesine olanak sağlamakta, duygu ve düşüncelerini ifade etmesini kolaylaştırmaktadır. Özellikle duygusal zorluklar yaşayan, uyum ve davranış problemleri sergileyen, psikosomatik sıkıntıları bulunan çocukların doğal oyun ortamında kendilerini ifade etmeleri kolaylaşmaktadır.
Terapist bu süreç esnasında kabullenici, anlayışlı, cana yakın bir tavırla oyunu gözlemleyerek, çocuğun ifade ettiği olumsuz duyguları ve düşünceleri yargılamadan; çocuğa davranışları hakkında içgörü kazandıracak şekilde geri yansıtmaktadır. Terapi sürecinde çocuk kendi duygularını ayırt etmeyi ve tanımlayabilmeyi keşfetmektedir. Çocuğun kendisini problemli davranışlarıyla ifade ettiği durumlarda, daha olumlu düşünce ve davranış kalıpları kazanmasına olanak sağlamaktadır. Çocuğa gereksinimlerini karşılayabileceği daha iyi yollar öğretilmektedir.
Terapist;
- Çocukla sıcak, arkadaşça bir ilişki kurmalıdır. En kısa süre içinde çocukla olumlu güven temelli bir ilişki oluşturmalıdır.
- Çocuğu olduğu gibi kabul etmelidir.
- Çocuğun duygu ve düşüncelerini ifade etmesinde kendisini özgür hissedebilmesi için çocukla var olan ilişkisinde hoşgörülü davranmalıdır.
- Duyarlı ve empatik olmalıdır.
- Çocuğa özel ve yoğun bir dikkat göstermelidir
- Çocuk tarafından kendisine verilen ipuçlarına dikkat etmelidir.
- Çocuğa kendi problemlerini çözebilmesi için fırsat vermeli ve onun bu yeteneğine saygı duymalıdır. Seçimler yapma ve değişme sorumluluğu çocuğa aittir.
Terapist oyun terapisi süreci boyunca zaman zaman seansı yöneterek zaman zamanda geri planda kalıp çocuğu izleyerek, çocuğun gelişimini destekleyecek yeni deneyimlerin oluşmasını desteklemekte ve daha sonrasında bu deneyimlerin çocuk tarafından sözel olarak işlemlenmesini sağlamaya ve gerçek yaşama taşınmasına yardımcı olmaktadır.
Oyun çocuk ve terapist arasındaki ilişkinin kurulması açısından bir araç niteliği taşımaktadır. Oyunun bilinçaltı düzeyinde pek çok işlevi bulunmaktadır. Çocuk, farkında olmadığı, sözel olarak ifade edemediği pek çok duygu ve düşüncesini oyun içerisindeki davranışları aracılığıyla açığa vurmaktadır. Aynı zamanda yaşanılan bazı olumsuz deneyim veya ilişkilerin yeniden daha olumlu bir şekilde yapılandırılmasına fırsat tanımaktadır. Terapinin, çocuğun kişilik yapısında, dışavurum, içgörü ve gerçeklik değerlendirmesi sağlaması; çocuğun enerjisini olumlu alanlara yönlendirmesi beklenmektedir.